“Hatay’da kazanlar kaynadıkça sorun olmaz.”
Süleyman Demirel
Bugün sizlerle Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Tokaçlı köyünde, geleneksel adıyla Cneydo’da her Ağustos’un 14’ü akşamı kutlanan Meryem Ana Yortusu’nu anlatacağım.
Her yaz köyümüzün nüfusu yurtdışından gelen gurbetçilerle üçe katlanır, düğünler ve vaftizlerle köy renklenir. Anadolu’da var olan gelenek ve göreneklerle karşılaştırıldığında, yöremizde şenlikli gün ya da bayramların sayısının daha fazla olduğu görülecektir. Bu özel günler, dini veya etnik kökeni ne olursa olsun, tüm katılımcıların, komşuların ve konukların el verdiği, emek harcadığı, o günün anlamına uygun sevinç veya üzüntüyü, beraberliği yaşayıp paylaştığı günlerdir.
Yöremizde böyle özel günlerde, muhakkak içinde o güne uygun düşen ana yemeğin, çoğunlukla adak etleri, dövme buğday ve tereyağının içinde pişirildiği büyük kazanlar başroldedir. Etli keşkek diye adlandırabileceğim hrısinin coşku içinde hazırlanıp hep birlikte yenmesi, olmazsa olmazıdır bu özel günlerin.
Köyümüzde, çok eski dönemlerden beri bereketli yaz hasadı mevsiminin sona ermesini kutsayan Meryem Ana’ya şükran gününün öncesinde, doğaya saygı anlamında 14 günlük hayvansal gıdaların yenmediği bir dini perhiz yapma geleneği devam ediyor. Köyümüzde, Meryem Ana’nın inananlara göründüğü yer olan Meryem Ana Ziyareti ve önündeki alanda, her yılın 14 Ağustos akşamı bir dini ayinle başlayan yortu yaşanmaya ve görülmeye değerdir.
Yortu alanında hrısi kazanlarınının ocaklara yerleştirilmesi, kazana konulacak dövülmüş buğday ve adaklık etin sağlanması için sabahtan bir hareketlilik başlar. Et ve buğday genelde her yıl köyün hayırseverleri tarafından karşılanır. Hrısi pişirmek için yapılacak hazırlıkları, Samandağ veya Harbiye taraflarından gelen deneyimli bir usta denetiminde başlar. Hrısinin pişirilmesi, kemiklerinin ayıklanması ve en sonunda uzun kollu kepçelerle homojen hale getirilmesi işlerinde köyün gençleri de gönüllü olarak yer alırlar.
Akşam saatlerinde köyün neredeyse tamamı en güzel giysileriyle ziyaret alanında yerlerini alırlar. Önce Meryem Ana ayini, köyün ve komşu köyün din adamları tarafından başlatılır. Ayin sırasında ve sonrasında dualarla beraber iyi dileklerle mumlar yakılır. Ayinde köyün gençleri de çalgılar eşliğinde ayine katılırlar.
Ayin sonrası 14 günlük perhiz hrısiyle açılır. Dini ayine katılan din adamlarının hrısiyi kutsamasının ardından, köy halkı ve konuklar sıraya girerek tabaklarına aldıkları hrısiyi sohbet eşliğinde hep beraber yerler.
Aynı yerde hrısiye ek olarak, adak niyetine oracıkta yoğrulan çiğ köfteyi paylaşanları da görmek mümkündür.
Akşamın sonunda 7’den 70’e herkes birbirleriyle bayramlaşarak ziyaret yerinden ayrılırlar. Çocukluğumda aynı alanda, tüm köy nüfusunun geç saatlere kadar beraberce halay çekerek (debke) kutlama yaptıklarını hatırlarım. Ne yazık ki, bu kutlama şeklini pek göremiyoruz artık.
Bu önemli yortunun dini anlamının yanında sembolik anlamı da benim için çok değerli. Bana göre, Meryem Ana’nın mucizelerinin geçtiği bir yerde, bir araya gelip ortak bir emek harcamak ve bereket sembolü hrısiyi paylaşmak, sevgi, barış ve kardeşliğin vücut bulmasıdır.
Meryem Ana Yortusu sırasında, merkezi İstanbul’da olan “Antakya Altınözü Tokaçlı Köyü Derneği” gençlerinin müthiş organizasyonuyla köyümüzde, Tokaçlı’yla sanatı buluşturmak adına 13-15 Ağustos 2015 tarihlerinde bir kültür ve sanat festivali düzenlendi. Köye gelen müzisyenler ve gösteri sanatçılarının köylülerimizle kaynaşarak yaptığı sanat etkinliklerinin yanında, gençlerin köy çocuklarına yönelik yaptığı ekmek pişirme atölyesi ve benzeri ekinliklerle festival köyde büyük bir iz bıraktı. Cneydofest, sonraki yıllarda Türkiye’nin başka yerlerinde gelişen olumsuz politik durumlar, daha sonrasında da pandemi nedeniyle tekrarlanamadı ama bu festivalden bahsetmemek, Cneydo’da her yıl kutlanan Meryem Ana Yortusu adına bir eksiklik olurdu.
Köyümüzde vücut bulan bu sevgi, barış ve kardeşlik ortamının ülkemizde ve dünyada katlanarak artması dileğimle…
Fotoğraflar: Abdulla Sert