Antakya’nın büyüleyici dokusunun arasında parlayan, Antakya’nın en önemli yapılarından biriydi Liwan Otel, şehrin zengin tarihine ve kültürel dokusuna ışık tutan önemli bir simgeydi. Liwan’ın duvarları tarihin ve yakın geçmişin sırlarına tanıklık etti. Geçen yıl yaşadığımız felaketten Liwan da kurtulamadı, ağır hasar aldı. Liwan, eski bir yapıdan ibaret değildi, aynı zamanda yaşayan bir kronikti. Antakya’nın ve Suriye’nin sessiz gözlemcisiydi. Bu yazıda bu yapının tarihine yolculuk yaparken, unutulmuş ve unutulmayan tarihin izini sürmeye davet ediyorum.
Liwan Otel, 2021, Fotoğraf: Bora Selim Gül
Liwan, 1920’lerin başında Şekip Nakip tarafından Suriye’nin ilk Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda binanın ilk sakini Antakyalı Suphi Bereket (Soubhi al-Barakat) ve ailesi için inşa ediliyor. Fransız kontrolündeki Suriye yıllar boyunca bu binadan yönetiliyor. Suphi Bey, Halep ve Şam’ın aynı devlet altında buluşmasında önemli rol oynayan bir isim. 1925'te Suriye devlet başkanlığından ayrılarak Fransızların Alevi ve Dürzi devletlerinin kaderiyle ilgili tutumunu protesto ediyor; çünkü Fransa, bu devletleri Suriye'ye eklemenin, yeni oluşturulan Lübnan'ın bağımsızlığını tehlikeye atabileceğinden endişe ediyor. 2008 yılında ise Liwan otel olarak hizmete açılıyor.
Liwan’ın yakın tarihteki yeri çok önemli. Suriye Savaşı’nda ses getiren, bilinen isimler bu otelde kaldı. New York Times, makalelerinde birçok kez Liwan Otel’e yer vermişti çünkü Suriye hakkında yazılan birçok makale, haber bu otelin avlusunda yazılıyordu.
Bir makalede Liwan’a “Hayaletler Oteli: Bu duvarların dili olsa da konuşsa” diye bir başlıkla yer veriliyor. Bu otelde genel olarak ses getiren gazeteciler, Suriyeli aktivistler kalıyordu. Hatta lafı hiç dolandırmaya gerek yok, yabancı ajanlar da kalmıştır desek yeridir, sınır şehri Antakya’dan bahsediyoruz… Yabancı turist gibi gelen ama bir ülkenin istihbaratından olduğu bariz olan kişiler de burada kalıyordu. Antakya’da bu duruma alışmıştık artık.
Liwan’ın tarihinde, kalbinde yer edinecek bir kişi varsa, o Amerikalı savaş muhabiri James Foley’di. Foley, Antakya’ya her gelişinde Liwan’da kalır, otelin terasında Antakya’yı izlerken viski içer ve Suriye’ye gitmediği zamanlarda işini oradan yaparmış. 2012’de Foley ve otelin bir başka misafiri, aynı zamanda Foley’in iş arkadaşı gazeteci John Cantlie, Suriye’den Antakya’ya dönerken, sınıra ulaşamadan IŞİD tarafından kaçırıldılar. 2014’te Foley kafası kesilerek öldürüldü, katledilişi IŞİD tarafından videoya alındı ve bu video tüm dünyayı sarsmıştı.
Daha sonra, Rakka ve Halep IŞİD işgali altındayken “Musul’da ve Rakka’da Yaşam” konulu propaganda videolarında John Cantlie kullanıldı. Cantlie’dan bir daha hiç haber alınamadı, ona ne olduğuna dair kimsenin bir fikri yok. Bu iki gazeteci dünyaya damgalarını vurmuştu. Antakya’da ara ara dolaşmaya çıkar, restoranlara giderlerdi, onlar da Antakya’nın bir parçası olmuşlardı artık. New York Times’ın deyişiyle “Hayaletler Oteli”nin iki misafiriydiler. Başka bir gazeteci, arkadaşı Foley’i anarken Buzzfeed’e yazdığı yazıda şu sözleri kullanmış: “James Foley’i her zaman Antakya’da hatırlayacağım. Video kamerasında bazı sorunlar vardı ve bana bir mesaj göndererek ona bir göz atmamı istedi. Liwan Otel lobisinde buluştuk. "Kardeş," dedi, "sadece viskiyle ödeme yapabilirim." Ekipmanı küçük bir Türk kahve masasına yayılmıştı.” Ölümünden sonra, Liwan Otel, misafir Foley'i hiç unutmadı. Depreme kadar otelin barında her zaman oturduğu köşede, fotoğrafıyla birlikte andı.
Liwan Otel’in Barı, Foley’nin her zaman oturduğu köşede onu anan fotoğraf (2014-2023)
New York Times’tan bir muhabir Anthony Shadid, Liwan’ın başka bir misafiriydi. O da Liwan’da kalırdı. Savaşın ilk yıllarında savaş muhabirlerinin Antakya’dan Suriye’ye geçerken araba ile geçmesine izin verilmiyordu. Savaş muhabirleri sınırı yürüyerek geçiyordu. Birlikte seyahat ettiği iş arkadaşına göre, Shadid’e 2012’deki sınır geçişi için at verilmiş, kendisi ata binemeyip yürümeye karar vermişti. Bu yolculuk sırasında fenalaşıp hayatını kaybetti. Antakya’da yazılmış çoğu Suriye haberi Liwan’da yazıldı. Savaşın ilk yıllarında çoğu Suriye haberinin, makalenin Antakya’da yazıldığını hesaba katarsak, Liwan’ın avlusu Suriye’nin habercisi olmuştu.
New York Times’taki bir makaleye göre Liwan Otel “bir zamanlar Suriye’nin umutlarını ve korkularını taşıyordu.” Bu otelde kalan tüm gazetecilerin, aktivistlerin görüşü aynı değildi. Yazılan bazı haberler doğruydu, bazıları yalandı. Tek ortak yanları aynı avluda yazılmış olmalarıydı. Belki de savaşın asıl merkezi Liwan’dı…
Tarihte, yakın tarihte ve günümüzde Liwan, yıkılmış da olsa bence Antakya’nın en önemli binası. Bazı oteller, ait oldukları şehirlerin kimliklerini, hikayelerini taşıyorlar ve aynı kaderleri paylaşıyorlar.
Liwan'ın enkazını ilk gördüğümde, içimde umutsuzluk hissi yoğunlaşmıştı. Ancak, Mart 2024'te Beyrut'a yaptığım seyahat, düşüncelerimi kökten değiştirdi. Gemmayze'nin alt sokağında, Ermenistan Caddesi'nde gördüğüm bir restorasyon projesi, Liwan için yeniden umutlanmama neden oldu. Liman'ın hemen karşısındaki patlamadan etkilenen bölgede, tarihi bir Beyrut binası gördüm. Mimarisi Liwan'ınkinden farklıydı, ama enkazı Liwan'ınkiyle benzerdi. Bu bina, geçmişteki ziyaretlerimde hala onarılmaya devam ediyordu. Ancak, 2024'teki ziyaretimde, tamamen restore edilmiş halini gördüm. Binanın önüne, enkazı gösteren bir afiş asılmıştı. Restore edilen bina bu afişin arkasında parlıyordu resmen. Geri dönmüştü. Bunu gördüğümde Liwan'ın enkazının altında hala umut filizlendiğini hissettim. Yıkımın ardından yeniden doğuşun ve insanın azmi ve dayanıklılığının gücünü gözler önüne seriyordu. Gördüğüm bu manzara, insanın zorluklar karşısında nasıl ayakta kalabileceğini ve eski güzellikleri yeniden inşa etme gücünü gösterdi. Bu deneyim, Liwan'ın yıkılmış duvarlarının ardında yatan öykülerin ve hatıraların asla yok olmadığını hatırlattı. Geleceğe dair umutlarımı yeniden yeşerten bir an oldu. Liwan'ın enkazının altında bile umut filizlenebileceğini bilmek inancımı yeniden canlandırıyor.
Liwan Otel’in enkazı
Yazıda bahsedilen Beyrut binası ve enkaz afişi
Comments